Alman ordusu Bundeswehr’in ilk yurtdışı ‘görev’ yerinin Amed olduğunu
biliyor muydunuz? Şöyle ki Batı ve Doğu Almanya’nın birleşmesinden hemen
sonra, yani 1990’da NATO zemininin dışında da askeri operasyonlara
katılım ile ilgili bir tartışma başladı. Soğuk Savaş’ın sonuna
gelinmişti, yeni bir dönem başlayacaktı. Bunun için de BM’nin onayından
geçip uluslararası hukuka göre ‘meşruluk’ kazanan savaşlara katılmak
gerekiyordu.
İşte birleşmiş Almanya’nın son model silahlarıyla
katıldığı ilk yurtdışı ‘görevi’, Birinci Körfez Savaşı‘nda ABD
öncülüğünde Irak’a karşı gerçekleştirilen “Çöl Fırtınası Operasyonu”
oldu. Bu operasyon kapsamında 30 Ocak – 17 Mart 1991 tarihleri arasında
füzeli hava savunma filosu Amed’e konuşlandırıldı. Ardından “barışı
korumak/ tesis etmek” için birçok ülkeye girildi.
Sonra 11 Eylül’le
birlikte “uluslararası terörle mücadele” dönemi başladı. Startı
Afganistan’da verildi. ABD’nin orada başlattığı “Sonsuz Özgürlük
Operasyonu”na elbette Almanya da katıldı. Ancak sorun şu ki, Aralık
2001’de ülkenin kuzeyine giriş yapan Bundeswehr, bir türlü çıkamıyor.
Kamuoyu nezdinde meşruluğu kalmayan bu ‘görev’ için meclis her sene
tezkereyi uzatırken, Afganistan onlar için tam bir bataklığa dönüşmüş.
Alman
Başbakanı Merkel’in 5 ay önce ‘yeni Alman güvenlik doktrini’ ile ilgili
konuşmasını, bu hususları dikkate almadan değerlendirmek eksik olur.
Ekim ayında Strausberg’te yapılan Bundeswehr toplantısında Merkel’in
söylediklerini özetleyecek olursak: Yurtdışındaki operasyonlarda
savaşacak Alman askeri göndermek yerine, desteklenen gücün
silahlandırılması ve eğitilmesi. Elbette daha karlı bir seçenek bu...
Generallere
seslendiği bu toplantıda Merkel, Mali hükümetini desteklemeye hazır
olduklarını da kaydetmişti. Dış güçlerin hükümetin ‘talebi’ üzerine
askeri müdahalesinden önce yapılan konuşmasında Merkel, “Özgürlükçü
demokratik devletler, uluslararası terörizmin ülkenin kuzeyinde güvenli
bir geri çekilme alanına sahip olmasını kabul edemez” demişti. 11
Ocak’ta Fransız askerleri giriş yapıp, bir gün sonra İslamcı silahlı
güçlerle ilk saldırısını gerçekleştirdi.
Dün ise Almanya hükümeti,
330 Alman askerinin eğitim ve lojistik destek için Mali’deki operasyon
bölgesine gönderilmesine karar verdi. Fransa’nın Mali hükümetiyle
birlikte yürüttüğü bu savaşta komşusuna destek olacak Almanya ordusunun
çatışmalara katılmayacağı belirtiliyor. Konunun Cuma günü meclis
gündemine gelmesi bekleniyor. Zira kararın Federal Meclis tarafından
onaylanması gerekiyor.
Fransa, BM’de Mali’ye müdahale kararının
çıkması ya da kendi müdahalesinin desteklenmesi için çok uğraştı.
Almanya bu konuda yardımlarını hiç esirgemedi. Hatırlanırsa Françoise
Hollande Cumhurbaşkanı seçildiğinde Merkel ile ilişkisinin mesafeli
olduğu yazılmıştı.
Ancak bakıyoruz ki iki komşu arasında su
sızmıyor, gayet iyi anlaşıyorlar. Ortak politika geliştirdikleri bir
diğer alan ise Türkiye ve AB üyelik süreci.
Merkel, önümüzdeki
günlerde Türkiye’ye gidecek. Hollande de şu anda Türkiye ziyaretine
hazırlanıyor. Hem Almanya hem de Fransa bu dönemde Türkiye’nin AB üyelik
sürecini destekleyecek. Bunu yaparken tabii ki kendi görev sürelerinde
Ankara’nın Brüksel’de temsilcilik açmayacağını biliyorlar. Ancak yeni
dönem ihtiyaçları temelinde çıkarlarını güvence altına almak için
Türkiye üzerindeki etkilerini güçlendirme derdindeler. Bakalım bu
sürecin Kürtlere yansıması nasıl olacak. Ve derim ki üzerinden 40 günden
fazla zaman geçmiş olmasına rağmen ne Fransız ne de Alman makamlarının
Paris katliamı ile ilgili bildiklerini açıklamamasına bir de bu açıdan
bakalım...
http://www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nivis&id=3376
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder