Sevgili yurttaşlarım, Doğrusunu söylemek gerekirse, her yılın son gününde şu ‘ulusa sesleniş’ konuşmasını yapmaktan hiç keyif almıyorum. Hatırlar mısınız, beni vaktiyle kıyakla bakan yapıp siyasi kariyerime önayak olan eski Başbakan Helmut Kohl’un 1986 yılbaşı konuşması karıştırılmıştı. ARD, yanlışlıkla 1985’te yaptığı konuşmayı yayınlamıştı. O günden beridir nefret ederim bu gereksiz konuşmalardan. Ama madem ki başbakanız, bu lanet işi yerine getireceğiz mecburen!
Ha, öncelikle söyleyeyim: Gelecek yıldan hiç boşuna umutlanmayın. Benden söylenmesi, sizler için çok
fena bir yıl olacak! Hatta imkanı olan bence bir an önce başka memleketlere gitsin. Mesela Yunanistan’a gidebilirsiniz, eminim Almanları orada pek iyi karşılarlar! Espri yapıyorum tabii. Espri demişken, bu South Park isimli Amerikan çizgi filmi var ya; geçenlerde biz Almanları dünyanın en espriden anlamaz ulusu ilan ettiler! Hazır ulusa seslenmişken, bunu da düzelteyim: Ben aslında çok esprili bir insanım. Hiç öyle göründüğüm gibi ciddi değilim.
Örneğin önceki gece televizyonda yayınlanan ‘resmi’ konuşmamda, işsizlik oranının son 20 yılda olmadığı kadar düşük olduğunu söyledim ya; sakın ciddiye almayın, şakaydı! Bizim resmi açıkladığımızda işsizlik rakamı 2.7 milyon, ama çaktırmadan 1 milyondan fazla işsizi ustaca bir çalışmayla istatistikten çıkardık!
O işsizlere (aslında bana sorarsanız hepsi asalak da, başbakan olarak maalesef aklınızdan geçen her şeyi söyleyemiyorsunuz) yaptığımız kıyak, yani Hartz IV yardım zammı da yılbaşı müjdem olsun! Ama işte, çok şakacıyız ya; zam dediğimiz topu topuna 10 Euro. Onu da zaten arttırılan sosyal kasa primlerinden çıkarıyoruz.
Sonracıma, biliyorsunuz bu Euro çıkalı tam 10 sene oldu. Aslında bu kriz benim şahsımda pek bir faydalı oldu. Yakında beni Euro kraliçesi ya da AB kurtarıcı meleği ilan etseler hiç şaşmam! O açıdan Euro’nun hayatını kararttıklarını - kusura bakmayın - şu sıralar düşünemeyeceğim.
Şimdi bana kalsa aslında, ömrümün yarısından fazlasının geçtiği DDR’e ait kötü - havai fişeksiz - yılbaşı anılarımı anlatırdım da, basın danışmanım ilahi şu sağcılardan söz etmemi istedi. Biliyorsunuz, son dönemde malum gündemimiz aşırı sağcılık. Valla anlamadım gitti, bu sağcılar nereden çıktı? Aramızda kalsın, son 20 yılda devlet kurumları olarak sağcılığı pek önemsemediğimiz doğru. Ama nedense kimse ‘niye?’ diye sormuyor. Halbuki on yıllardan beri hiç durmayan sol aşırıcılık, 11 Eylül’den sonra bütün batı dünyasını hedef alan radikal İslamcılık fırsat vermiyor ki! Şimdi bunu açık söylesen o sözde Sol Parti nasıl bir kıyamet koparır; zaten dünden hazırlar. Ondan dolayı şimdilik bu konuyu birlik, beraberlik, demokrasi, falan filan kelamlarla geçiştirmekle yetiniyorum.
Başka ne diyecektim? Ha, sigara içenlere bir tavsiyem olacaktı: Sayemizde son yıllarda iyice yoksullaşmışsanız, kanımca son zevkiniz olan sigarayı da bırakmakla iyi edersiniz, zira nikotin bağımlılarına da bir yeni yıl hediyemiz var: Sigaranın paketine 10 cent zam yaptık! Sonra da derler ki, bu iktidar bir tek kendisini düşünür. Hiç de öyle değil, bakın işte, herkesi düşünmüşüz.
2012 yılı kutlu olsun! (Şakaaaa!!!)
Başbakanınız Angie
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder