17 Şub 2012

Kitaplarını da yakın!

Gazetemizin yazarı Muzaffer Ayata'nın siyasal faaliyetlerde bulunması ve makale yazması Baden Württemberg Eyalet Kamu Düzeni Dairesi tarafından yasaklandı. Karar, "kamu düzeni ve güvenliği" ve Almanya'nın "devletler hukukundan kaynaklı yükümlülükleri yerine getirme" ile gerekçelendiriliyor.

Almanya'da "suç örgütüne yöneticilik" gerekçesiyle 3.5 yıl hapis yatan siyasetçi-yazar Muzaffer Ayata'ya bu kez siyaset yasağı verildi. Baden-Württemberg Eyaleti Kamu Düzeni Dairesi'nce tebliğ edilen icra kararı ile Ayata, aktif ve pasif siyasi haklarından men edildi. Karar şöyle: "Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) ve onun hakim olduğu örgütler (özellikle YEK-KOM ve ona bağlı dernekler) lehine siyasi faaliyet yürütmeniz yasaklandı. Bu yasak, PKK'nin KADEK, KONGRA GEL, KKK ve KCK adlarıyla hareket ettiği durumlar için de geçerlidir. Özellikle de kamuya açık siyasi toplantı ve yürüyüşlere katılım, görev üstlenme ve yerine getirme, siyasi konuşmalar, basın toplantılarına katılım ve makalelerin yayımlanması bu yasak kapsamına giriyor." Ayata'nın icra kararı
olarak kendisine iletilen siyaset yasağını ihlal etmesi durumunda, bin Euro para cezası verileceği kaydedildi.

Yasak, Yabancılar Yasası'na dayandırılıyor

Muzaffer Ayata hakkında alınan siyaset yasağı, Oturum Yasası (AufenthG) ile gerekçelendiriliyor. "Almanya'da yabancıların oturumu, çalışması ve entegrasyonu ile ilgili yasa"da yer alan "Siyasi faaliyet yasağı ve sınırlama" başlığı altında, hangi durumlarda bir yabancıya siyaset yasağının verilebileceği ifade ediliyor.

Kamu güvenliği tehdit ediyormuş!

Alman makamlarına göre Muzaffer Ayata kamu güvenliği ve düzenini tehdit ediyor. Ayata hakkındaki siyaset yasağının zeminini ise, Almanya'da 1993 yılında çıkarılan PKK yasağı oluşturuyor. Zira, Ayata'nın katıldığı çeşitli toplantılarda yaptığı konuşmaları yanı sıra, gazetemizde yayımlanan bir söyleşisinde Alman hükümetine yönelik Kürt sorununun çözümü için insiyatif üstlenme çağrısını da 'PKK propagandası' kapsamında değerlendiriliyor.
Ayata'ya karşı siyaset yasağı ayrıca, Almanya'nın "devletler arası yükümlülükleri" ve 'terörle mücadele' ile gerekçelendiriliyor. Kararda, uluslararası topluluğun "temel hedefi" olarak isimlendirilen 'uluslararası terörizm ile mücadele'nin, temel haklara ağır müdahaleleri haklı çıkardığı savunuluyor. Hatta "PKK lehine siyasi faaliyet ihtimali" bile yeterli görülüyor.

İhtimali bile yetiyor

Ayata'ya karşı siyaset yasağı ayrıca, Almanya'nın "devletler arası yükümlülükleri" ve 'terörle mücadele' ile gerekçelendiriliyor. Kararda, uluslararası topluluğun "temel hedefi" olarak isimlendirilen 'uluslararası terörizm ile mücadele'nin, temel haklara ağır müdahaleleri haklı çıkardığı savunuluyor. Hatta "PKK lehine siyasi faaliyet ihtimali" bile yeterli görülüyor. Türkiye'de siyaset yapma imkanı olmadığından Almanya'ya gelen Ayata'ya yönelik kararı dolaylı olarak Türk Devleti ile işbirliğiyle savunan Alman makamları, "Hakkınızda alınan yasak kararları haklarınızı sınırlasa da, tehdit önleme amacıyla olup, demokratik bir toplumda gereklidir" ifadesinde bulundu.

Ayata: Rehin alma politikası

Karar nedeniyle şu an gazetemizdeki yazılarına devam edemeyen Muzaffer Ayata, hakkındaki siyaset yasağına "komedi gibi" diyerek tepki gösterdi. Konuyla ilgili görüştüğümüz Ayata, ülkesindeki siyasi baskılar nedeniyle Almanya'da ilticacı olduğunu ve tahliye edildiği Ekim 2009'dan bu yana her gün Alman makamlarda imza attığını hatırlatarak, şunları söyledi: "Bu bir rehin alma politikasıdır. Yazılarımla ne suç işliyorum ne de suça tahrik ediyorum. Zaten Türkiye'deki sorunlar üzerine yazıyorum. Türkler bile bundan rahatsız olmazken Almanların bunu dert etmesi garip." 12 Eylül darbesinden önce siyasi faaliyetleri nedeniyle tutuklanıp 20 yıl hapis yattığını vurgulayan Ayata, "Temel hak ve özgürlüklerimiz elimizden alınıyor. Herkese hak ama bize suç. İnsan, düşünceleri ile var. Düşüncelerimizi ifade edemiyorsak, ne için yaşıyoruz? Burada, insan olma sınırlarına bir saldırı var" dedi.

Gössner: Özgürlüklere ağır müdahale

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Uluslararası İnsan Hakları Ligi Başkanı ve hukukçu Dr. Rolf Gössner, söz konusu sınırlamaların sadece yabancılar için geçerli olduğuna dikkat çekti. Alman vatandaşların benzer şekilde siyasi haklarından men edilmesi için Federal Anayasa Mahkemesi kararının gerektiğini kaydeden Dr. Gössner, şu şekilde tepki gösterdi: "Örneğin şiddet çağrısının yapıldığı aşırı durumlar dışında bu tarz siyaset yasakları ve sınırlamaları, başta da temel hakları olan eylem, ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere özgürlüklere ağır bir müdahale olarak görüyorum. Zemin yapılan normların muğlak hukuk tanımları ve temel haklara ağır müdahale nedeniyle, anayasal  orantılılık ilkesinin ihlali çoğu kez söz konusudur."

Sol Parti önerge sunacak

Muzaffer Ayata'nın avukatı Efrail Erbaş, yürütme kararını durdurmak için itirazda bulunduklarını söyledi. Erbaş, bir icra kararının alındığını ve konunun henüz mahkeme aşamasına gelmediğini belirterek, bu tarz siyaset yasağı kararlarının Almanya'da çok nadiren alındığını vurguladı. Erbaş ayrıca, siyaset yasağı kararı için Federal İçişleri Bakanlığı onayının gerekli olduğuna dikkat çekti.
Konuyla ilgili en bilinen örneklerden biri, 1998'de Peru hükümetinin istemi doğrultusunda Almanya tarafından MRTA (Tupac Amaru Devrimci Hareketi) yurtdışı sözcülerinden Isaac Velazco'ya verilen siyaset yasağı.
Bu arada Sol Parti Federal Meclis Milletvekili Ulla Jelpke'nin, Almanya'da yaşayan yabancılara yönelik siyaset yasakları ile ilgili Federal Hükümete soru önergesi sunacağı öğrenildi.

MERAL ÇİÇEK
http://www.yeniozgurpolitika.com/index.php?rupel=nuce&id=6787

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder