6 Şub 2013

‘Namus kurtarıldı’ ya aile?

Midyatlı Arzu Özmen’in katledilmesinin üzerinden 1 yıl 3 ay ve 5 gün geçti. Yaşasaydı Nisan’da 20 yaşına girecekti. Yaşasaydı belki ait olduğu ama hiç görmediği toprakları bir gün doyasıya gezerdi. Ama olmadı. Toprakla arasına önce mesafeler girdi, sonra kendi tabutu. 18 yaşındaydı.
Êzîdî inancına sahip Özmen ailesi 1990’ların başında Almanya’nın Detmold kentine gelip yerleşmiş. 100’ü aşkın yıllık bir sürgün ‘geleneği’nin son halkasının mağdurlarıydılar. Onları topraklarından koparan, ta Osmanlı‘dan beri Êzîdîleri göçer ve sürgün bir hayata mahkum eden devlet ve onun şiddeti idi.
Zorunlu göç, kendi başına bir şiddet biçimidir. Uğruna göçe zorlanılan dini veya etnik kimlik, hem ait olunan yerde hem de gidilecek ülkede tanınmıyorsa, zorunlu göç sürecinde ve sonrasında bu şiddet biçimi daha ağır bir hal alır. Ancak ne yazık ki kimi zaman devletin şiddetine maruz kalanlar, daha ağır bir şiddetin uygulayıcısına dönüşebiliyor.
Ayrıntılara gerek yok; Arzu Özmen, kendi hayatıyla ilgili söz ve karar sahibi olmak istediği için öldürüldü. Bir zamanlar ‘gelenek’ diye ataerkil zihniyetçe belirlenen, her şeyden üstün tutularak yaşatılan, sorgulandığında hiçbir mantığa oturtulamayan sınırları bir kadın olarak aşma cesaretini gösterdiği için katledildi. Birey, ‘kutsal aile’ye feda edildi.


Peki aileye ne oldu? Kenetlenerek nice zorluğu aşan ve Almanya’da yeni bir hayat kuran Özmen ailesine ne oldu?
‘Kutsal aile’ elbirliğiyle yok edildi, parçalandı. ‘Namus temizlenecekti’ ya; bir daha temizlenmemek üzere ailece kirletildi. O lekeyi hiçbir şey yok edemeyecektir artık. Lekeleyen, Arzu değildi; onu katleden düzendi, o ‘gelenek’lerdi, o ‘kutsal aile’ anlayışıydı, o anlayışı taşıyanlardı, taşıtanlardı.
10 kardeştiler. Biri katledildi. Kaldı 9.
9 kardeşten biri cinayeti ‘üstlendi’. ‘Kutsal aile’ korunacak elbette. Ömür boyu hapse mahkum edildi. Henüz 22 yaşında.
Kaldı 8 kardeş. 2’si insan kaçırma ve cinayete yardımdan 10’ar yıl hapis cezası aldı.
Diğer 6 kardeşten 2’si insan kaçırmadan 5’er buçuk yıl aldı.
10 kardeştiler. Biri katledildi. 5’i hapiste. Kaldı 4.
2 gün önce, baba Fendi Özmen’in yargılandığı davanın karar duruşması görüldü. Detmold Eyalet Mahkemesi’nde görülen davanın iddianamesinde Fendi Özmen, azmettirici olmakla suçlanıyordu. Ancak delil yetersizliğinden dolayı 53 yaşındaki Özmen, ağır yaralamak ve cinayete yardım etmek suçundan 6 buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hakim, önümüzdeki süreçte anne Adile Özmen’in yargılanmasına başlanacağını da açıkladı.
12 kişilik aileden geriye ne kaldı? Sözde ‘aile namusu’ uğruna işlenen bu cinayet, ailenin kendisini de yok etmedi mi?
Yarısı şu an hapiste olan Özmen ailesi, bu ‘namus’ anlayışının kendilerini nasıl paramparça ettiğini düşünüyordur, bazı şeyleri şimdi – geç olduktan sonra – sorguluyordur. Öyle olmasını umut edelim.
Ama bu günah sadece onların değil. Cinayetten önce ‘Fendi’nin kızı evden kaçmış... Fendi’nin kızı şöyle yapmış...’ diyenler de düşünsün. Sonra cinayeti ‘haklı’ görenler, savunanlar da düşünsün. Tek bir kelime söylemeden içten onaylayanlar da. Herkes düşünsün. Çünkü karşı koymayan hiç kimse masum değil. 


http://www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nivis&id=3291

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder