Kevin-Prince Boateng, bir futbol ailesinden geliyor. Amcası, Gana milli
takımında oynadı. 1954’teki dünya kupası final maçında Macar takımına
karşı 3:2’lik galibiyet golünü atan Alman milli takım oyuncusu Helmut
Rahn, anne tarafından akrabası. Kardeşi Jerome Boateng Alman milli
takımı kadrosunda yer alıyor. Kendisi de Gana’nın millilerinden.
25
yaşındaki Boateng, Hertha BSC, Tottenham Hotspur, Borussia Dortmund ve
FC Portsmouth’den sonra transfer olduğu AC Milano takımıyla geçtiğimiz
günlerde deneme maçına çıktı. Maç esnasında, 4. ligte mücadele eden Pro
Patria takımının bazı taraftarları durmadan Boateng ve Milano’da top
koşturan koyu tenli oyunculara ırkçı küfür ve hakaretler yağdırdı.
Babası Ganalı, annesi Alman Boateng buna 30 dakika boyunca katlandı.
Sonra ırkçı küfür edenlere doğru şut çekti, trikosunu çıkardı ve yeşil
sahayı terk etti. Takım arkadaşları da onu yanlız bırakmayıp, Boateng’i
takip etti.
* * *
Pazartesi günü Dessau’da yaklaşık 500 kişi şehir
merkezinde yürüyüş yaptı. Taşınan pankartlarda ‘Oury Jalloh-Cinayetti!’
yazılıydı. Oury Jalloh’un ölümünün aydınlatılmasını istediler. Zira
konuyla ilgili mahkeme sonuçlandıysa da, Sierra Leoneli ilticacının
ölümüyle ilgili şüpheler ortadan kaldırılmadı.
Oury Jalloh, 7 Ocak
2005’te Dessau’da gözaltına alınıp, kapatıldığı hücrede yanarak can
verdi. Elleri ve kolları bağlı olduğu halde Jalloh’un hücreyi ateşe
verdiği iddia ediliyor. Bu nedenle sorumlu polise sadece para cezası
verildi. Arkadaşları ise buna inanmayıp, Afrikalı Jalloh’un karakolda
öldürüldüğüne inanıyor.
* * *
Spiegel dergisinin internet
sitesinde birkaç gün önce çok da gündemleşmeyen bir haber yayınlandı.
Habere göre, Alman sınır polisince ırkçı tavırlara maruz bırakıldığını
düşünen yolcuların sayısında artış var. Daha doğrusu yolcuların bu
nedenle yaptığı şikayetler artmış. Özellikle ülkeler arası tren
yolculuklarında insanların görünümleri nedeniyle ayrımcılığa maruz
bırakıldığı kaydediliyor. Yapılan şikayetlere göre, ‘beyaz’ olmayanlar
veya ‘karakafalılar’, sırf ‘yabancı’ oldukları belli olduğundan kimlik
kontrolüne tabi tutuluyor. Hatta kimlik kontrolüyle de kalmıyor; birçok
kişi sadece yabancı oldukları için eşyalarının herkesin gözleri önünde
arandığını ifade etmiş.
* * *
Almanya’da, özellikle de Nazi
geçmişten dolayı ırkçılık ‘tabu’ haline getirilip, örtük bir şekilde
varlığını güçlü bir şekilde sürdürüyor. Öyle ki birine ırkçı dediğinde
“Ben Nazi değilim” deyip tepki gösterebiliyor. Sanki ‘ırkçı’ vasfı bir
tek NSU gibi katil hücrelere aitmiş. Bu hücrenin içinde iç istihbarat
ile birlikte çalışan ajanlar bulunmasına rağmen 9 göçmen ve 1 polisin
katledilebilmiş olması karşısında hayretlere düşmek yerine, toplumsal
dokudaki ırkçılık sorgulanmalı, ‘örtük’ ırkçılık ile yüzleşmeli.
Hani
sık sık şöyle başlayan cümleler duyar veya okuruz ya: “Ben ırkçı
değilim ama bu zenciler...” Cümleyi kuran gerçekten ırkçılıkla uzaktan
yakından alakası olmadığını sanır, oysa kurduğu cümle tamamen ırkçı.
Dolayısıyla kafası da öyle. Ama bunu biri, hele ki yabancı biri yüksek
sesle dile getirdiğinde, ayıplanıp suçlu ilan edilen o olur. ‘Örtük’
ırkçılık toplum içinde o denli yayılıp genelleşti.
Kevin-Prince Boateng’in itiraz ettiği tam da buydu. Bir top atışı ile “Siz ırkçısınız ve ben bunu kabul etmiyorum” dedi.
http://www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nivis&id=3116
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder