Heval Meral, bugün 19 Mayıs. Saat tam 13.30'u gösteriyor. Masamı küçük havalandırmaya çıkarmışım. Oldukça güzel ve güneşli bir gün. Başımı yukarı kaldırıp göğün mavisinde dans eden mor etekli ak bulutları seyrediyorum. Gözlerimin içinde akıp giden mor ve ak bulutum, yüksek duvarın üzerindeki dikenli tellere takılıyor ve kanıyor tellerde bulutlara tutunan firari düşlerim. Ve masamdaki emektar yaşlı ve cızırtılı küçük radyomdaki oldukça duygulu olan ve İbrahim Kaypakkaya'yı anlatan (sen ölmedin yiğidim/ türkülerde adın var) melodisiyle yakalanıverdi 19 yıldır duvarların ıslah ve iflah edemediği özgürlüğe tutkun kürdili düşlerim. (...)
Duvarların ardında kişi zamana hükmetmese, zaman kişiye hükmeder. Ve bu da kişinin hem ruhen hem fiziken erozyonlaşması demektir. Zamanın yutturucu-boğucu dalgalarına kapılmamak için mutlaka zamanın öznesi olmak gerekir. (...)
Bildiğiniz üzere (basından) bir çeşit ince bağırsak hastalığı olan 'çölyak' hastasıyım. Çok nadir görülen, binde bir bir hastalık. Sürekli ve kalıcı bir hastalık. Ömür boyu glutensiz gıdalarla beslenmem gerekiyor. 99'da 38 gün süren süresiz bir açlık grevi yaşadık. O açlık grevinde bağırsaklarımda çatlak ve yoğun kanama yaşamışım. Uzun zaman hiç fark etmemişim. Enfeksiyon kapmış ve bu hastalığa dönüşmüş! Ataklar halinde yaşıyorum acısını. Kendi ihtiyaçlarımı karşılamada zorluklar yaşıyorum. Yemekler, elbise yıkama vb. İçeride bu hastalığın bakım, tedavi imkanı yok zaten.
Her cezaevi beni başından salıyorlar. Sürekli zorla sürgünler, sevkler yaşıyorum. Ailenin günlük desteğine ihtiyaçlıyım. Ama buna rağmen aileden uzak, zorlu yerlere beni sürgün ediyorlar. Şu an Erzurum'a sürgün ediyorlar beni. Böylece zamanla ölüme yolluyorlar. Yani sevgili heval, kısacası iyiyim diyeyim ki iyi olayım.
Hastalığımı mektuplarda paylaşmamayı prensip ettim! Siz istediğiniz için yazdım! Kaç defadır Ö. Gündem'den H. Aykol hoca kendimi, hastalığımı geniş yazmamı istiyor ama ben yazmıyorum. Hediye Aksoy, A. Samet, Mehmet Aras gibi durumları daha ağır olan arkadaşlar dururken, kendimi gündem yapmaya vicdanım ve yüreğim el vermiyor.
Nesimi Kalkan
Bu mektubu aylar sonra ulaşan Nesimi Kalkan, aradan geçen zaman içinde Erzurum'a sürgün edildi. 1993'ten beri cezaevinde olan Kalkan geçen günlerde, Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi idaresince "Kurumumuzda hastaya bakma koşullarımız yoktur. Hasta ailesinin yardımına muhtaçtır" üst yazısına rağmen, Erzurum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından, "Hastanın başka bir cezaevine nakline gerek yoktur" denilerek ölüme terk edildi. Geçen ay mide kanaması geçirdi. Dün, Mehmet Aras öldürenlerin Nesimi Kalkan'ın da canını almasına izin vermeyelim...
Ayrıca hiçbir şey yapamazsak, Nesimi'ye yılbaşı dolayısıyla bir kart gönderebiliriz. Adresi: Nesimi Kalkan, H-Tipi Kapalı Cezaevi, Erzurum.
Ne mutlu bize ki bildiklerimiz acıtır içimizde bir yerleri.
YanıtlaSilVe sorularımız hayatın etini kanırtır...
Bak buradayız bildiklerimizle ve sorularımızla.
Yine bir aradayız, ortak sevinçlerimiz var yine ortak kederlerimiz.
Şimdi bir zaman daha acıyacak içinde bir şeyler...
Şimdi aklın ışığı arayacak bir süre daha...