30 Nis 2012

Dikkat, gemide 'Korsan' var!

Bundan yaklaşık 2 yıl önce üniversitede bir öğrenci, dersimizde bitirme tezini Korsanlar üzerine yazmak istediğini söylediğinde, çoğumuz bir partiden söz ettiğini bile anlamamıştık. Hocamız, gülümseyerek "Sence bu parti gerçekten de geniş bir destekçi kitlesi bulabilir mi?" diye sormuştu. Korsanlar Partisi'ne (Piratenpartei) üye olan öğrenci ise "Şimdiden bir yerde belediye meclisine seçildik. Gelecekte eyalet meclislerine de gireceğiz" şeklinde yanıt verince hepimiz arkadaşımızın iyimserliğine gülümsemiştik. Aradan geçen süre içinde, o ana dek adını bile duymadığımız Korsanlar Partisi, Almanya'da iki eyalet meclisine girmeyi başardı. Kamuoyu yoklamalarına göre şu an yüzde 11-13 seçmen desteği ile Sol Parti ve
FDP'nin önünde yer alıyor. Gelecek sene yapılacak genel seçimlerde Federal Meclis'e girmelerine ise kesin gözle bakılıyor.
Önceki gün Neumünster'de yıllık kongrelerini yapan Korsanlar, şu sıralar Almanya gündeminin baş sıralarında yer alıyor. Berlin Eyalet Meclisi seçimlerinde barajı aştıklarında ana akım medya onlarla ilgili haberlerinde alaycı, küçümseyici bir dil kullanırken, giderek daha ciddi yaklaşıyor. Zira partinin kamuoyu desteği görünürde gittikçe artış gösteriyor. Buna bağlı olarak televizyon, internet ve yazılı medyada Korsanlarla ilgili haberler artarken, seçimlere hazırlanan Nordrhein Westfalen eyaletinin sokaklarında da amblemleri olan kara bayraklı afişlerle karşılaşabiliyoruz. Peki bu Korsanlar kim? Neyi savunuyorlar?
İlk Korsanlar Partisi, 1 Ocak 2006'da İsveç'te kuruldu. Aynı yıl Brüksel'de, bir çatı örgütü olarak Uluslararası Korsanlar Partileri (IPP) oluşturuldu. Almanya'daki Korsanlar da 2006'nın Eylül ayında partileşti. Dünya çapında IPP'ye üye 29 Korsanlar Partisi var; bunların çoğu Avrupa'da iken, Kazakistan, Fas, Brezilya ve Avustralya'da da IPP'ye üye Korsanlar bulunuyor. Biliniyor, film, kitap, müzik albümü gibi ürünleri çoğaltıp satanlara "korsan" deniyor. İşte Korsanlar, bu kavramı pozitif bir şekilde yeniden anlamlandırmak için bilerek bu ismi seçmiş.
Medyada Korsanlarla ilgili çıkan haberlerde genelde ciddi alınacak bir parti programından yoksun oldukları, somut sorunlara karşı projeleri olmadığı, güncel siyasi konular karşısında fikir ve perspektifsiz kaldıkları vs. söyleniyor. Korsanlar ise henüz yeni bir parti oldukları, meclis çalışmalarında deneyimsiz oldukları, daha yolun başında olmalarından ötürü öğrenme sürecinde bulundukları yanıtını verir. Hem yöneticileri hem de üyeleri gerçekten de siyasi parti zemininde politika konusunda tecrübe sahibi değil. Ama seçmen buna rağmen partiye hem Berlin hem de Saarland'da oy verdi.
Korsanların neyi savunduğu, ne yapmak istediği konusunda fikir sahibi olmak için parti programını okudum. Doğrusu, bilişim diline pek hakim olmayanların içeriğini anlamakta zorlanacağı bir program bu. İlk kelimelerinden biri "dijital devrim". Sonra "eser sahibi hakkı ve ticari olmayan çoğaltma" başlıklı bir bölüm geliyor, ardından "patent işleri", "özgür ve demokratik bir şekilde denetlenebilir teknik altyapı"... İlk etapta parti programından çok ticari bir sözleşmeyi andırıyor.
Korsanlar, sanal alemde bilgi özgürlüğünü savunan, iletişim araçların kısıtlanıp takip altına alınmasına ve telif hakkı sınırlamalara karşı olan cyber-activist'lerce oluşturulan bir hareket. Dolayısıyla programlarında ifade edilen somut hedefler bu alanla ilgili iken, çevre, demokrasi, cinsler arası eşitlik (kadın üyelerinin sayısı oldukça düşük), göç, eğitim gibi konulara ilişkin değerlendirmeleri genel belirlemeleri aşmıyor.
Ancak Korsanlar, yaşadığımız çağın bir ifadesi veya yansıması olarak da okunmalı. Mesela programlarında "endüstri çağından bilgi çağına geçiş"ten, "postendüstriyel ve globalleşmiş toplum"dan söz ediyorlar. Başka bir yerde "bilgi ve iletişim toplumu" deniyor. Bir nevi dijital çağın partisidir de Korsanlar. Bu dijital çağda bireyin, "topyekün, totaliter, küresel gözetim devleti"nin patent gibi "yenilik düşmanı uygulamaları" engeline takılmadan, özgürce bilgiye ulaşması temel tasa gibi görünüyor. Veya programda denildiği gibi; "Enformasyonel özerklik, bilgi ve kültüre özgür erişim ve özel yaşamın korunması, gelecekteki enformasyon toplumunun temel taşlarını oluşturuyor."
Almanya'da seçimlerle ilgili kamuoyu yoklamaları gerçekleştiren Forsa Enstitüsü'nün, Korsanlarla ilgili dikkat çekici bir değerlendirmesi vardı. Zira son dönemde bu partinin hızlı yükselişini neye borçlu olduğuna ilişkin bir sürü tartışma ve analiz yürütülüyor. Biz şimdilik bu konuya girmeyeceğiz ama Forsa'nın değerlendirmesini aktarmış olalım: "Korsanlar bir 'Tek-Madde-Partisi' değil. Birlik 90/Yeşiller'in aksine reel dünyanın enlemini somutlaştırıp, somut bir program olmadan iyimserlik yaydıkları ve toplum ile siyaset konusunda ilerleme vaadini verdikleri için birçok insana çekici geliyorlar."
İleride bu konuya tekrar dönüp, Korsanları hem sistemik açıdan hem de politikaları bakımından da değerlendireceğiz.

http://yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nivis&id=1626

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder